Bazıları soğuk rüzgarın nefesini tuttuğundan ve nefes alıp veremediğinden şikayet eder. Bu büyük olasılıkla bir dalış refleksidir.
Dalış refleksinin anlamı, soğuk suyla yüzün tahriş olması nedeniyle nefes almanın durması, kalbin aniden yavaşlaması ve periferik kan damarlarının kuvvetli bir şekilde spazmodik olmasıdır.
Doğa o kadar düşünülmüş ki, suya daldığımızda boğulmayız. Soğuk su, yüzümüzdeki ve burnumuzun içindeki hassas trigeminal siniri tahriş eder. Bu, refleks olarak nefes almayı durdurur ve akciğerlere hiçbir şey giremez.
Periferik kan damarları spazmı ve kan, kalan oksijeni sağlamak için hayati organlara hücum eder.
Kalp yavaşlar ve belirgin şekilde daha az atar. Değerli oksijenle kanı vücudun uzak köşelerine götürmesine gerek yoktur, bu yüzden çok sık dövmenin bir anlamı yoktur.
Bu refleksin sadece memelilerde değil, genel olarak tüm omurgalılarda meydana geldiğine inanılmaktadır. Başlangıçta bilim adamları tavukları ve ördekleri gözlemledi.
Bazen dalış refleksi bize acımasız bir şaka yapar. Bebekler uykularında öldüğünde, ani bebek ölümünün o korkunç sendromuyla ilişkilidir.
Bu nedenle yenidoğanlar göbek üstü yatırılmaz. Bir çocuğun yüzüne basmak aynı trigeminal siniri harekete geçirebilir ve nefes alma durabilir.
Yaşla birlikte dalış refleksi zayıflar, ancak bazen yetişkinlerde çok açık bir şekilde kendini gösterir. Soğuk rüzgarlarda bile çalışır. Kışın bazı insanlar nefesini keser.
Bu şey düzensiz kalp ritimlerine yol açabilir. Bu yüzden bir kez daha buzlu suyla denememek daha iyidir. Küçük çocuklar ve kalp yetmezliği olan insanlar özellikle savunmasızdır.
Çocuklarda böyle bir refleks gördünüz mü? Rüzgârdaki bebekler aniden nefes almaya başlar. Birisi bunun komik olduğunu düşünüyor ama benim için ürkütücü.