Alexandra Anastasia Lisowska, İbrahim'in Mahidevran ve Mustafa'yı desteklediğini ve onu yok etmeyi hayal ettiğini biliyordu. Gül-ağa'dan genç bir kadının av köşkünde yaşadığını ve İbrahim'in onu sık sık ziyaret ettiğini öğrenen Alexandra Anastasia Lisowska, paşanın yeni bir tutkusu olduğuna karar verir. Alexandra Anastasia Lisowska hemen Hatice'nin yanına gider ve kederli bir bakışla ona bu haberi verir.
Hatice, İbrahim'i çok seviyordu ve onu kaybetmekten korkuyordu. İbrahim'in başka bir kadınla olabileceği düşüncesi aklını bulandırdı. Kocasını zar zor bekleyen Hatice, av köşkünde nasıl bir kadını ziyaret ettiğini açıklamak istedi.
İbrahim hanıma gerçeği söyleyemedi ve bunun bir devlet sırrı olduğunu söyledi. Hatice, paşaya onun sadece bir hizmetçi olduğunu, kendisinin de yönetici aileden olduğunu hatırlattı. Ve görevi Osmanlı İmparatorluğu'na ve dolayısıyla ona hizmet etmektir. O olmazsa İbrahim sahip olduğu her şeyi kaybeder. Hükümdarın güveni dahil.
Hatice'nin sözleri paşayı acı bir şekilde vurdu. Sevgili metresi, kendisine hizmet etmek zorunda olan hala aynı köle olduğunu hatırlattı.
İbrahim, Hatice'ye korsanlar tarafından kaçırılan bir İspanyol prensesinin av köşkünde yaşadığını söyledi. Ve Isabella'yı bir av köşküne yerleştirme emrini veren hükümdardı. İbrahim de hükümdarın emriyle onu ziyaret etmek ve sağlığını sormakla yükümlüdür.
Hatice, bir anlık öfkeyle aşağılayıcı sözler sarf ettiğini, ancak hiçbir şeyin geri alınamayacağını fark etti.
İbrahim, metresini affetti, ama onun sözlerinden kalan tortu, ruhunun derinliklerine yerleşti.